Dünya

Dünya Rezervlerinin Neredeyse Yarısına Sahipken Nasıl Oldu da Bu Kadar Fakir Bir Ülke Hâline Geldi? Gine Hakkında 11 İlginç Gerçek

Genellikle göz ardı edilse de kesinlikle keşfedilmesi gereken Gine’nin sosyal ve politik yapısı, bağımsızlık öncesi/sonrası olarak da dikkat çekiyor. Direnç ve umudun simgesi ülke, sandığınızdan çok daha fazlasına sahip.

Benzersiz Gine’nin az bilinen yönlerini ve halkı hakkındaki bilgileri okuduktan sonra ülkeye olan bakışınız değişebilir.

Gine hakkında bilgiler:

  • Gine ekonomisi, doğal kaynaklara dayalı bir yapıya sahip.
  • Okuryazarlık çok düşük seviyede.
  • Gine’nin tarihi, zengin ve karmaşık olaylar silsilesiyle dolu.
  • Resmî dil olarak Fransızca kullanılıyor.
  • Gine bayrağı; ülkenin tarihini, kültürünü ve ideallerini temsil eden önemli bir simge.
  • Gine şempanzeleri alet kullanmayı biliyor.
  • Kendine has coğrafi özellikleri ve doğal harikalarıyla âdeta bir cennet.
  • Gine’nin kültürel mirası, müzik ve dansın derin kökleriyle örülmüş.
  • Afrika’nın dördüncü büyük camisine ev sahipliği yapıyor.
  • Şifacılar oldukça popüler.
  • Kadınlar, sünnet olmaya devam ediyor.

Gine ekonomisi, doğal kaynaklara dayalı bir yapıya sahip.

Ülke, dünyanın en büyük boksit (alüminyumun ana cevheri) üreticilerinden biri. Dünyadaki boksit rezervlerinin dörtte birine ve 25 milyar tondan fazla yüksek kaliteli demir cevherine sahip olduğu biliniyor.

Bunun yanı sıra altın, elmas gibi değerli mineraller ve tarımsal ürünler de ekonominin önemli parçaları. Tarım, nüfusun büyük bir kısmının geçim kaynağı olmaya devam etmekte. Pirinç en çok yetiştirilen gıdalardan biri olsa da ülkede kahve çekirdeği, şeftali, ananas, mango, muz gibi birçok ürün türü de yetiştiriliyor.

Okuryazarlık çok düşük seviyede.

Gine’de yaşayan yetişkinliklerin okuryazarlık oranı %41. İlköğretim ise sadece 6 yıl zorunlu. Bu eğitimden sonra da çocuklar isterse eğitimi bırakabiliyorlar ve birçoğu da ailelerine yardım etmeyi tercih ediyor. Bunun sebebi de aslında ülkenin yüksek yoksulluk oranı.

Gine’nin tarihi, zengin ve karmaşık olaylar silsilesiyle dolu.

Gine tarihi, 30 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Çiftçiliğin yapıldığına dair kanıtların olduğu ülke, 13 ve 15. yüzyıllarda Mali İmparatorluğu’nun bir parçası olup 15. yüzyılda önce Portekizlilere, sonrasında ise İngilizler ve Fransızlara ev sahipliği yapıyor.

Ülke, 1891’de Fransız kolonisi hâline geliyor ve 1906’da Fransız Batı Afrika Federasyonu parçası oluyor.

Bağımsızlığını 1958 yılında kazanan Gine, o günden bu yana pek çok politik ve sosyal dönüşüm yaşamış. O günden beri de askerî darbelerin baskın olduğu uzun bir istikrarsızlık dönemi geçirmiş.

Resmî dil olarak Fransızca kullanılıyor.

Fransızca sadece eğitim, yönetim ve uluslararası iletişimde temel araç. Ancak ülke çapında konuşulan 20’den fazla yerel dil ve lehçe bulunuyor. Gine dilleri arasında en yaygın olanları ise Maninka ve Susu. Bu çeşitlilik, Gine’nin kültürel zenginliğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor ve günlük yaşamda, farklı etnik grupların bir arada yaşamasının bir yansıması olarak da karşımıza çıkıyor.

Gine bayrağı; ülkenin tarihini, kültürünü ve ideallerini temsil eden önemli bir simge.

Gine bayrağı, yatay şeritler hâlinde düzenlenmiş üç farklı renkten oluşuyor: kırmızı, sarı ve yeşil. Kırmızı, ülkenin bağımsızlık mücadelesinde dökülen kanı; sarı, güneşin ve ülkenin mineral zenginliklerinin; yeşil ise ülkenin doğal güzelliklerinin ve tarımının sembolü. Gine bayrağı, Afrika’nın bağımsızlık sonrası dönemdeki umut ve özgürlük ruhunu yansıtan bir tasarıma sahip.

Gine şempanzeleri alet kullanmayı biliyor.

Nimba Dağları’ndaki şempanzeler, yiyecekleri daha küçük hâle getirmek için aletler kullanabiliyor. Bu da ilk kez 2009’da Treculia meyvesini daha küçük parçalara ayırmak için taş ve tahta satırlar kullanıldığı görülüyor.

Kendine has coğrafi özellikleri ve doğal harikalarıyla âdeta bir cennet.

Gine, Batı Afrika’nın büyüleyici güzelliklerini keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez duraklardan biri. Özellikle Nimba Dağı, burayı özel kılan unsurların başında geliyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş olan bu dağ, endemik bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Bilim insanları, Nimba Dağı’nı, biyoçeşitlilik açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biri olarak değerlendiriyor.

Diğer bir doğa harikası ise Fouta Djallon yaylası. Bu bölge, akarsuların ve şelalelerin büyüleyici manzaralarıyla ziyaretçilerini âdeta bir başka dünyaya taşıyor. Yaylanın en ünlü şelalesi Kambadaga da görenleri hayran bırakan bir güzelliğe sahip. Yemyeşil vadiler arasından süzülen bu şelale, Gine’nin doğa turizmi açısından en önemli noktalarından biri.

Gine kıyıları da deniz altı dünyasının gizemlerini keşfetmek isteyenler için eşsiz fırsatlar sunuyor. Atlantik Okyanusu’nun bu bölgesinde, renkli mercan resifleri ve çeşitli deniz canlılarına rastlamak mümkün. Özellikle dalış tutkunları için Gine kıyıları, keşfedilmemiş hazinelerle dolu bir alan olarak öne çıkıyor.

Gine’nin kültürel mirası, müzik ve dansın derin kökleriyle örülmüş.

Djembe ve balafon gibi geleneksel çalgılar, Gine müziğinin vazgeçilmez unsurları. Bu enstrümanlar, ülkenin sosyal ve kültürel hayatında önemli bir yer tutuyor. Müzik ve dans, Gine halkının günlük yaşamında, düğünlerden cenaze törenlerine kadar her türlü toplumsal etkinlikte merkezi bir rol oynuyor.

Afrika’nın dördüncü büyük camisine ev sahipliği yapıyor.

Gine’nin dini olan İslam, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 90’unda hakim. 1982’de açılan Konakri Camisi ise 25 bin kişilik olması ile Afrika’nın dördüncü, Sahra altı Afrika’nın ise en büyük camisi.

Şifacılar oldukça popüler.

Ginelilerin neredeyse yüzde 80’i hasta olduklarında şifayı öncelikle geleneksel tıp uygulayıcılarında arıyor. Bu şifacıların birçoğu da ilahi güçleri olduğunu iddia eden kişiler. Özellikle ülkenin yakalandığı Ebola salgınında bu kişiler, daha da popüler oldu. Böyle olunca hastalığın nasıl daha da yayıldığını tahmin edersiniz.

Kadınlar, sünnet olmaya devam ediyor.

İstatistiklere göre Gine’deki kadınların yüzde 98’i sünnete maruz kalıyor. Etnik gruplar, din ve kültürleri bunu desteklediği için de dünyada en yüksek kadın sünneti yapılan yerlerden biri Gine.

Bize tuhaf gelen bu özelliklerin yanı sıra aslında Gine, tarihi ve kültürü ile zengin bir ülke. Sahip olduğu kaynaklar da aslında ne kadar zengin bir ülke olduğunu gösteriyor ama ülkedeki yönetim sistemine bakınca bundan neyden faydalanamadıkları belli oluyor. Eğer dünyanın farklı yerlerini keşfetme konusunda arzulu bir insansanız gideceğiniz ülkeler arasına Gine’yi de ekleyerek yeni kültürlere bakış açınızı etkileyebilirsiniz.

Kaynaklar: World Atlas, Facts.net, Afrikanza, Global Connect

Farklı ülke ve kültürleri merak edenler için diğer içeriklerimiz:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu