Haber

Besleyici mağdur: Araba alıp satarsam 20 bin TL kazanacağım, neden çekeyim?

ANKARA – Kurban Bayramı öncesi fiyatların bir önceki yıla göre yüzde yüzden fazla arttığı adreslerden biri de hayvan pazarları. Farklı illerden Ankara’ya gelen yetiştiriciler, geçen yıl 4 bin liraya sattıkları küçükbaş hayvanı bu yıl 8-9 bin liradan satışa sundu. Büyükbaş hayvanlarda da benzer bir durum yaşanırken 60 bin liradan başlayan fiyatlar 100 bin liraya kadar çıkıyor.

Çankaya’nın Mühye Köyü’ndeki hayvan pazarında yetiştiricilerin bir numaralı gündemi artan maliyetler, şikayetlerin ortak noktası ise yem fiyatları oldu. Ulaşım, zemin parası, bireysel giderler ve yem maliyetleri ile birlikte fiyatların arttığını söyleyen yetiştiricilere göre, ekonomik darboğaz nedeniyle önceki yıllardaki kadar satış yapılamadığını ve bu nedenle birçok yetiştiricinin “düşündüğünü” belirtiyor. kötü” Ankara’ya gelmek için devlet desteği de yetersiz.

‘SABAH UYANIRSINIZ, BUGÜNÜN MALİYETİNİN NE OLACAĞINI BİLMİYORSUNUZ’

Bayram boyunca dokuz güne uzayan resmi tatilin ardından bekledikleri satışı yapamadıklarını, çok sayıda kişinin Ankara’dan ayrılacağı için az sayıda kurban satıcısının şehre geldiğini belirten yetiştirici Ergün, şunları kaydetti: “Burada kimse kalmıyor. 9 günlük izin bulanlar sonuna kadar izin ekliyor, 15 günlüğüne Ankara’dan kaçıyor. 9 günlük tatilin ‘hayvan pazarını boşaltmak’ anlamına geldiğini ifade eden Ergün, maliyetlerden de şikayetçi.

Yem fiyatlarının arttığını ve bunun doğrudan hayvan fiyatlarına yansıdığını belirten Ergün, “Geçen yıl 4 bin liraya küçükbaş hayvan satıyorduk, bu yıl 8-9 bin liraya satıyoruz. Yem, mazot tırmandı. Sabah uyanırsın, bugünün maliyetinin ne olacağını bilemezsin. Hiçbir şeyi çözemezsin. Bu durumu sattığımız hayvanın fiyatına yansıtmaktan başka çaremiz yok” dedi.

‘BU TAM İŞİ BIRAKACAĞIM’

Kırıkkale’den Ankara’ya gelen yetiştirici Kenan’a göre bu yıl hayvan sayısı geçen yıllara göre oldukça az. Bunun sebebini “Hayvancılık bitiyor, bir sebebi mi var, zorlaşıyor” sözleriyle açıklayan Kenan, “Eskiden olduğu gibi kurban kesen çok az. Bunları satarsam memleketime giderim, kalan koyunlara iki ay bakarım, tamamen kesime veririm ve bu işi bırakırım.”

Bir torba hayvan yeminin 450 TL olduğunu ve bunun çiftçiliği bırakması için yeterli olduğunu anlatan Kenan, “Zaten üç yıldır para kaybediyoruz, bu yıl et biraz pahalılaştı. Et daha pahalıyken insanlar malını satıp kaçacak. Bunu telafi etmeye çalışıyor. Köyümüzde 5 tane hayvan sahibimiz vardı, sadece ben ve arkadaşım. İkimiz de sürüyü satacağız. Yani Kırıkkale Delice Köyü’nde hayvancılık bitti” dedi.

Geçen yıl 3 bin ila 4 bin liraya küçükbaş hayvan sattığını, bu sene 8 bin liradan alıcı beklediğini belirten Kenan, “Artık mağduru normal et parasına satıyoruz. Kırıkkale’den ulaşım 10 bin liraya, 8 bin çadıra geldi, iki kişi günde bin lira yerseniz sürünün 1 çeyreği kuru paraya veriyorsunuz. Ben çıkmazsam kim çıkacak buradan? İnsanlar araba alıp satarak ayda 20 bin lira kazanıyor. Araba alıp satarsam 20 bin TL kazanacağım, neden çekeyim? Bunu yapmayan anlamasın diye değil. Önüne saman koymak mümkün değil, dağdaki gerçek hayat bu değil” dedi.

“İNSANLAR SATIN ALMAYIN, SONRA PAZARLIK BAŞLAR”

Hayvan pazarındaki en genç satıcılardan biri 18 yaşındaki Doğan’dır. Babası ve amcasıyla Yozgat’tan geldiğini söyleyen Doğan, en büyük masrafın yem olduğunu söyledi. Bir sığırın günde yaklaşık 2 çuval yemi 450 liraya yediğini, ihtiyacını gidermek için yeme saman karıştırdıklarını, aksi takdirde bu maliyetin altından kalkamayacaklarını belirten Doğan, “İnsanlar gördüklerinde şaşırıyorlar. Fiyat:% s. Maaşım 10 bin lira, 90 bin danaya nasıl ortak olurum? Çok pahalı, diyor. Ardından pazarlık başlar. 96 bin buzağıyı 85 bine bıraktık. Çok çalışıyoruz ama insanlar alamıyor ve ardından pazarlık başlıyor. Zaten biz kaç lira söylersek söyleyelim o pazarlık yapılır, yemin bedelini ödediğimizi kimse düşünmez” dedi.

‘ZENGİNLER DESTEK ALIYOR’

Çorum’dan Ankara’ya satış yapmak için geldiğini belirten Bektaş Satcak’a göre piyasa iyi değil, herkesin borcu var ve panik durumu var. Satılacak buzağıyı 65 bin liraya 55 bin liraya verdiğini belirten Satcak, “Geri döndüğümüzde 500 bin lira borç var, kim ödeyecek? Bu yüzden belirlediğimiz fiyattan kurtulmaya çalışıyoruz” dedi.

Hayvanlarını Sungurlu’dan getirme maliyetinin 15 bin lira olduğunu, çadırlara 8 bin lira ödediklerini, günlük giderleri düşünüldüğünde işin içinden çıkamadıklarını belirten Satcak, “Ben bakarım. Onları bir yıllığına, sonra buraya geleceğim. Sen devletsin, ben Ankara’ya hizmet için mi geldim? Neden benden kat parası alıyorsun? Bana yazık değil mi? Bu süreçte devletten destek almıyoruz. Oğlum 23 yaşında genç bir çiftçi. Destek alacağız dedik, vermiyorlar. Zenginler de destek alıyor. Orada fakirin bezi de yok. Nereye gitsen köylünün işi iyi değil” dedi.

Pazarın dolmadığını ve satıcıların gelip gelmeme konusunda kararsız olduklarını belirten Satcak, “İnsanlar çatışıyor. Zor, zor. Yolu mu yoksa yemi mi düşünüyorsun? Kesime vermeyi düşünmekten kurtulur” dedi.

Bektaş Satcak

‘İNSANLAR KAPATILDI’

Daha önceki satışlarını Ankara yakınlarındaki çiftlikte yaptıklarını ve bu yıl hayvan pazarına geldiklerini anlatan Yaşar, bu duruma üzüldüklerini söyledi. Bir büyükbaş hayvanın 60 bin lira olduğunu ve satışların yetmediğini belirten Yaşar, “Buraya geldiğimde moralim bozuldu. Çiftliğimizde daha iyi mallar satılıyordu. İlk getirdiğimizde satılmamıştı. Çiftlikte de satılmıyor, insanlar artık hayvan almıyor” dedi. Hayvancılığı bırakmayı düşündüğünü ve iş arayarak maaşlı işçi olacağını dile getiren Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İki çuval yem bin liraya mal oldu, ya bu iş bitmezse? 22 yaşındayım ‘gençler tarım ve hayvancılıkla ilgilensin’ diyorlar. Bitti. Her şey çok pahalı tarım ve hayvancılıkla kimse ilgilenemiyor. İnsanları engellediler. Bu saatten sonra hayvanları kim alıp satacak? Devlet kredi verir mi? Destek istediğimiz gibi değil.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu